Cennet nedir

CENNET


Bilki felaketlerini, kaderlerini, üzüntü ve acılarını öğrendiğinin bu cehennem diyarının karşısında başka bir yurt olan cennet vardır. Cehennem ehli için hazırlanan dehşet ve felaketleri düşünerek insan kalbine onu korkularını yerleştirir ve cennet ehli için  vaad olunan o nimetleri düşünerek ümit bağlarını kuvvetlendirir.

Onlar güvenilir bir yerde; cennetlerde ve ırmakların kenarlarında, güçlü ve yüce Allah’ın huzurunda hak meclisindedirler. Orada pek kerim olan Allah’ın cemaline bakar dururlar. Nimetin verdiği nurun ışıltısı yüzlerinde görülmektedir. Sonra onlara ve hizmetçilerine, kaseler ve ibrikler içinde bembeyaz pınarlardan alınmış, içenlere lezzet veren içecekler ikram edilir. Onlar yaşlanmazlar ve hastalanmazlar. Kadınların gözleri kocalarından başkasını görmez. Etraflarını  gılmanlar, vildanlar ve yüzü güzel, huyu güzel hüriler sarmıştır. Rablerinin onlara vaad ettiği nimetler her tarafından onlara gelir. İstedikleri her şey ebediyen elleri altındadır. Onlar orada korkmazlar ve üzülmezler. Zamanın geçip gitmesi onları tedirgin etmez. Onlar önlerinden nimetlerin yok olup, gitmeyeceğinden emin bir şekilde cennetin nimetleri arasında gezinip dururlar. Onlar her gün arşın önünde kerim olan Allah’ın cemalini seyrederler. Cennetin nimetlerinde göremediklerini O’nun cemalini seyredince elde ederler ve başka bir şeye iltifat etmezler. Oranın halkı emniyet ve güven içindeki padişahlar gibidir. Orada hoşlarına giden her check here şey mevcuttur. Onlara ne bir toz konar ve ne bir zillete duçar olurlar. Aksine artık onlar pek kıymetli kullardır. Bunların hepsi işledikleri salih amellerinin mükafatıdır.

Resülullah(s.a.v) şöyle buyurmuştur;

“Cennet halkının bedenlerinde tüy ve bıyık yoktur. Sakalları da bulunmaz. Tenleri beyaz, yapıları düzgün ve gözleri sürmelidir. Otuz üç yaşındadırlar ve Adem’in(a.s) süretindedirler, yanı boyları altmış zira (yaklaşık otuz metre), enleri ise yedi ziradır(üç buçuk metre).”

 “ Cennete baktığımda deve sırtı gibi büyük narlar gördüm. Kuşları da iri ve gösterişli idi. O sırada bir cariye gözüme ilişti. Ona ‘Ey cariye! Sen kimin içinsin?’ diye sordum. ‘Zeyd  b.Harise için’ dedi. O vakit cenneti seyrettiğimde, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklına gelmeyecek güzellikler gördüm”.

 Ka’b Ahbar (rah) demiştir ki:

“Allah Teala Adem’i (a.s) kendi eliyle yarattı. Tevrat’ı kendi eliyle  yazdı. Cenneti kendi eliyle donattı. Sonra ona konuş dediğinde cennet,

‘Müminler gerçekten kurtuluşa ermiştir’ dedi.”

İşte bunlar cennetin sıfatlarıdır.

Ne zaman cennet ve onun vasıflarını öğrenmek istersen Kur’an-Kerim oku! Zira cennet hakkında Allah ve Resülü’nün beyanlarından başkası doğru olmaz.
Genç Suffa Manevi Ortam

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *